17 Haziran 2008



MUTTASIL


Adın huruf-u mukattaa ile Suyu ikiye bölerken
Göğün çanağından sırrı pençeliyordu ebabil
Şakaklarında asrın nüshası ömür
Kaç firkati çeker kınından
Ebu Greyb’de ikindi vakti
Seccadesi çekilir önünden
Kapanır elleri kelepçeli
Ya Hay !..
Gazabını gönder Yarab,
Rahmetini çekme üzerimizden
İki sur arasına sıkışır ruh
Sakladığın yerdeyim
Hani okşamadığın çocuğun gözlerinde
Semaya açılırken eller
Dilinin varmadığı yerde
Af dilemediğin aziz annen de
Belki ihtiyar baban da
Ve temaşa edipte aslını göremediğin
Alemde Sakladığın yerde !..


Adın huruf-u mukatta ile
Ummanı ikiye bölerken
Asasından yapışır nallarından ateş çıkaran
Hasat zamanıdır topla
Burçlarından göğermiş başakları
İbrahim’in gülistanından ,
güllerin kokusunu
Medreselerin de Yusuf yüzlü çocukları
Değirmeni yavaş dönen
Ama incecik öğüten, bir adalete
Teslim et hasadını
Neresi burası ,Bu kuytuluk da ki de ne?
Meryem’in sırtını dayadığı ağaç mı ?
Eyyüb’ün topuğunu vurduğu toprak mı?
Ah sürgün muştu !..
Göz kapaklarımdaki ağırlık
Kalbimdeki süveydâ leke
Kulağımda tufandan kalan ses
Birkaç yırtık mektup
Efsunlu muskalar
Sırrına ermek için kuşandığım
Haydi ben hazırım !..


Filiznur

Hiç yorum yok: